Bağırsak Sağlığı = Ruh Sağlığı
Duygularımız bedende yer alır. Hissettiğimiz, deneyimlediğimiz, yaşadığımız her şey bedene yerleşir. Bunu günlük hayatta fark etmeden dile de getiririz aslında. Midemde kelebekler uçuştu, işi o kadar yavaş yaptı ki mideme kramplar girdi, korkudan felç geçirecektim…
Duygular bu kadar bedende yer alırken, bedenimizden hiç haberimiz olmadan yaşıyoruz. Duygularımızdan da çok kopuk durumdayız. Bu hayatta sadece nefes alıp veriyoruz, çalışıyoruz, çocuk büyütüyoruz kendimize yabancı, bedenimize yabancı bir şekilde. Çoğu zamanda hiçbir şeyin farkında değiliz, hastalandığımızda kafamız karışıyor, belki anca o zaman durup düşünüyoruz bir şeyleri. Şifayı hep yapay olanda aramaya başlıyoruz, kapı kapı dolaşıyoruz fakat neden hastalandığımızı düşünmüyoruz çoğu zaman..
Bedeni dinlemek bize kendi tarihimiz hakkında çok önemli bilgiler verir aslında. Pek çok yere başvurmak, ötekinden ne olduğunu duymaya çalışmak yerine asıl bilgeye-bedene sormak yeterlidir…
Vücudumuzda her şeyi bilen, bir bilgeyle yaşıyoruz. BAĞIRSAK…
Bağırsakların ikinci beyin olduğunu artık duymayan yoktur diye tahmin ediyorum. Fakat gerçek bundan da öte. Bağırsaklar bizzat ruh sağlığının kendisi aslında. Bağırsaklarımız nasıl çalışıyorsa hayatı da öyle yaşıyoruz. Bazen dengesiz (IBS), bazen kontrolsüz (ishaller), bazen aşırı kontrollü (kabızlık), bazen da hiç ne yaptığımızın farkında olmayarak…
Hücre hücre bakacak olursak, aslında büyük ölçüde bakterilerden oluştuğumuzu söyleyebiliriz. Aslında vücudumuzda bulunan çoğu bakteriler bağırsaklarımızda yaşarlar. Bu bağırsak “mikrobiyomu” sindirim sağlığımızın durumunu belirler ve beynimizin süreçlerini etkiler.
Stres altında olduğunuzda, bağırsaklarınızda bakteri toplulukları daha az çeşitlenir ve bağırsaklar, daha fazla sayıdaki zararlı bakteriler tarafından ele geçirilir. İrritabl bağırsak sendromu ve iltihaplı bağırsak hastalıkları gibi problemler, stresle tetiklenir.
Duygusal sıkıntı, zihinsel stres ve travma, bağırsaktaki kötü bakterilerin daha fazla çoğalmasına neden olur ve bağırsaklardaki bu kötü bakteriler ise kişinin, kötü ruh hali, anksiyete, depresyon, huzursuzluk ve stres karşısında daha az dirençli olabilmesine yol açar.
Günlük hayatta hissettiğimiz duygular bağırsaklarımızı derinden etkiler. Bağırsak yapısı gereği “tutma ve bırakma” görevi görürler. Bu işi yaparken hem bedende salgılanan duygusal hormonlardan etkilenirler, hem de ruh halini etkileyecek hormonlar salgılarlar. Bağırsaklarımızın çalışma ritmi bize duygularımız hakkında-hatta çoğu zaman fark etmediğimiz duygular hakkında önemli bilgi verir.
Hayatta ne kadar güvendeyiz? Güvende hissetmek, korkmamak hayat ritmimiz ve bağırsak ritmimiz için son derece önemlidir. Ne kadar güvende hissediyorsak o kadar “bırakabiliriz”. Güvende hissettiğimizde “kontrol” etme ihtiyacımız azalır. Güvende hissettiğimizde hayat içinde “an” da kalarak, yaşımın ritmine kapılırız. Bağırsaklarımızda tam olarak böyle çalışır. Yoğun korku ve kaygı yaşıyorsak, güvende hissetmiyorsak bağırsaklar da “bırakma” işlevini yerine getirirken zorlanır.
Hayat üzerinde “an”da değil, tam tersi olarak savruluyorsak, bizimle ilgili olmayan bir sürü sürecin içindeysek, kendimizi “güçsüz, yetersiz” hissediyorsak, rüzgarda savrulan bir yaprak gibi yaşıyorsak bağırsaklarımız da tam böyle çalışır “aşırı derecede bırakarak-kontrolsüz”…
Yapılan araştırmalar çocukluk döneminde gerçekleşen ve öngörülemeyen kronik stresin, bedenin kendi içinde düşük dereceli bir iltihaplanma sürecini tetiklediğini ortaya çıkarmıştır. Dengesiz ebeveyn tutumu, evde yapı ve sınırların net olmaması, çocuğun kendini güvende hissetmemesi, ani hayat değişimleri, düzensiz hayat vb. gibi durumlar bedenin iltihap yapmasına sebep olmaktadır. Özellikle bağırsak iltihapları günlük hayatı son derece zorlaştıran, hayat kalitesi bozan süreçlerdir.
Özetle bağırsak sağlığımız ruh sağlığımızdır. Hayat boyunca hatırlamadığımız, anlamlandıramadığımız pek çok şey vardır, tüm geçmişi anlamak, bugünü şifalandırır. Bilmediğimizi düşündüğümüz her şeyi için bedene bakmak, onu dinlemek yeterlidir.