Güvende Hissetmek ve Bağırsak İşleyişi

Tam olarak güvende hissedebilir miyiz? İçinde bulunduğumuz dünyada, içinde bulunduğumuz bedende? Evrende küçücük bir detayken, hayatta çoğu şey üzerinde kontrolümüz yokken, duygularımıza çok uzakken içinde bulunduğumuz bedende ve dış dünyada güvende hissetmek çok zor.

Hayatlarımızı belirsizliğe bırakarak yaşamak zorundayız. Beş dakika sonra ne olacağını bilmiyoruz, içinde bulunduğumuz fiziki koşullar gittikçe zorlaşıyor. Tutunabileceğimiz tek şey “an”. Sadece şu anda varız, sadece şu anda yaşıyoruz ve tam olarak an’ı biliyoruz. Bedenimizin de tam şu an’da olması fiziksel sağlığımız için çok önemli.

Bedenin bir hafızası olduğunu artık biliyoruz. Beden hafızasında bir zaman kavramı yok. Bedenimiz tüm zamansızlık içinde biriktirdikleri ile şu an’da yaşıyor. Tüm sistemimiz buna göre çalışıyor, sağlığımız bu doğrultuda şekilleniyor. Beden duyguları hapsediyor, duygular bedende var oluyor. Duygularımız bedenimiz oluyor. Bağırsaklarımızın çalışma ritmi de tam olarak buralarda sağlıklı çalışmaya veya bozulmaya başlıyor. Özellikle bağırsak sağlığı için bedenimiz, duygusal dünyamızda “güvende hissetmemiz” çok önemli. Lütfen güvende hissetmeyi sadece fiziksel tehdit olarak düşünmeyin. Tüm fiziksel koşullar sağlandığında bile insan kendini güvende hissetmeyebiliyor. Son derece güvenlikli evlerde, korumalı sitelerde bile insanlar korku yaşıyorlar. Peki bunun sebebi gerçekten fiziksel bir korku mu? Hayır.

Bastırdığımız duygular, üzerini kapattığımız meseleler “korku” olarak arka planda bedenimizi sarmaya başlıyor. Korku, çok hareketli bir duygudur. Bazen hiç korktuğumuzun farkında bile olmuyoruz çünkü korku farklı duyguların arkasına saklanabiliyor. “Korku” bağırsak sağlığını bizzat etkileyen duygulardan.

Bağırsaklarımızın en temel işlevi olan “bırakma” eylemi için bedenin güvende olması gerekir. Şöyle düşünelim bir ceylan olsun. Kendi doğal yaşam alanındayken bir anda aslan tehlikesi hissetsin. Bütün bedeni kaçması için hazırlık yapacaktır ve bu hazırlık içinde bırakma-dışkılama yoktur. Tehlike ne zaman geçerse, beden ne zaman sakinleşir ve kendini güvende hissederse o zaman bırakma-dışkılama eylemi gerçekleşecektir. Dışkılama bedenimiz için rahatlama-bırakma eylemidir bu sebeple güvende hissetmek çok önemlidir. Ya da kendi günlük hayatlarımıza bakalım. Bazı insanlar farklı evlerde veya yerlerde dışkılama yapamazlar. Bu ister uzun bir tatil isterse kısa bir misafirlik görüşmesi olsun. Bu görüşmelerde güvende değiller mi? Sorarsak elbette güvendeyiz, her şey yolunda diyeceklerdir fakat biraz önce bedenin zaman ve mekandan bağımsız bir sistemi olduğunu konuştuk. Bu sebeple dışkılayamama eylemi tam şu andaki tatille ilgi değil, kişinin kendi duygusal sistemiyle alakalıdır. Bedenimiz bizim tatilde olduğumuzu bilmez, bunu farklı bir habitat var ve bir tehlike olarak algılar. Bu sebeple duygularımız ne kadar dengedeyse, kendi duygusal dünyamızda arka plandaki duygularımızla ne kadar iş birliği içindeysek, ne kadar farkındalıkla yaşıyorsak o kadar güvendeyiz. Bağırsaklarımız da o kadar “bırakabilir”…

“Korkudan altına yapmak” durumunu duymuşsunuzdur. Bunu en çok çocuklarda görürüz. Kontrol edilemeyen, stres eşiğini aşan “korku” anında beden üzerindeki kontrolümüzü kaybederiz, kaslar kendilerini bırakır. Burada artık bedenin kendini koruma iç güdüsü yok olur. Tam bir “donma” hali gerçekleşir ve bir anda boşalmalar başlar. Bu sebeple korkudan altına yapma durumu en çok çocuklarda görülür. Çünkü bu küçük bireyler zaten kas kontrolünü tam yapmazlar ve kendilerini iç güdüsel olarak korumayı tam olarak bilmezler. Yetişkinler içinse ciddi fiziksel ve duygusal korku anında bütün kas kontrolü kaybolur…

Bağırsaklarımız öngörülemeyen ve kronik korku duygusundan hoşlanmaz.

Konuşma Başlat
Mesaj Gönder